İsrail, Gazze’ye Yönelik İnsani Yardımları Askeri Stratejisinin Bir Parçası Haline Getirdi
Savaşın başından bu yana Gazze’de insani yardımları silah olarak kullanan İsrail ordusu, son olarak ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) aracılığıyla devraldığı gıda yardım destek ağını doğrudan askeri stratejisinin bir parçası haline getirdi. Vakıf, dün bölgede gıda dağıtımına başladığını duyururken, yardım merkezlerinin yalnızca İsrail’in Gazzelileri tahliye etmek istediği bölgelere kurulmuş olması, İsrail ordusunun Gazze’deki ablukayı sıklaştırma ve işgali genişletme hedefiyle insani yardım tedarikini iç içe geçirdiğine işaret ediyor.
Dağıtım Sadece Güneyde
Tüm birlikleri Gazze Şeridi’ne sevk ederek büyük bir operasyon başlatan İsrail ordusunun iki ay içinde bölgenin yüzde 75’ini kontrol etmeyi planladığı, nüfusu Gazze’nin güneyindeki küçük bir alana itebilmek için de GHF’nin yardım dağıtma mekanizmasını kullanmayı planladığı değerlendiriliyor. Merkezi Cenevre’de olan ve şubat ayında kurulduğu belirtilen GHF, “Gazze’de kurulan güvenli dağıtım noktalarına kamyon dolusu yiyecek teslim ettikleri” ve teslimatın ilerleyen günlerde de devam edeceğini duyurdu. Güneydeki dağıtım merkezinden yardım paketleri alan bir grup Filistinlinin fotoğrafı da paylaşıldı. Kuzey ve orta bölgelerdeki Gazzelilerin, gıda yardımına ulaşması için İsrail saldırısı altındaki bölgelerden geçerek güneye çok uzun bir yolculuk yapmaları gerekiyor. Katar merkezli El Cezire’ye konuşan Filistinliler, yardım almak için uzaklaştıklarında yerlerinden edilecekleri ve evlerine geri dönemeyecekleri konusunda endişeli olduklarını söylüyor.
Kurucu İstifa Etti
Birleşmiş Milletler ve diğer yardım kuruluşları, Filistinlilerin merkezi yardım noktalarında toplanmasını gerektiren koşulların tehlike arz ettiğini belirterek GHF ile çalışmayı reddediyor. Vakıf, operasyon planına göre 90 günde yaklaşık 300 milyon öğün yemek dağıtılacağını ilan ederken tıbbi ürünler ve hijyen malzemelerinin dağıtımının BM ve diğer kuruluşlara bırakıldığını ilan etti. Öte yandan vakfın kurucusu olan eski ABD deniz piyadesi Jake Wood, önceki gün vakfın “insanlık ve tarafsızlık gibi ilkelere bağlı kalamayacağını” söyleyerek istifa etti.
Güvenlik CIA’den
Gazze’de kurulan dağıtım noktalarının güvenliği, eski bir CIA üst düzey görevlisi olan Philip F. Reilly tarafından kurulan Safe Reach Solutions (S.R.S.) adlı firma tarafından sağlanıyor. Kuruluşun finansmanı konusunda da soru işaretleri var. GHF ismini vermediği bazı hayırsever iş insanları tarafından fonlandığı iddia ediyor. 2 Mart’ta Gazze’ye tüm insani yardımı durdurduktan sonra geçen hafta sadece “asgari” yardım teslimatına izin vereceğini ilan eden Tel Aviv yönetimi, Gazze’de kıtlık iddialarını reddediyor.
Alman Şansölye İsrail’i Eleştirdi
Almanya Başbakanı Friedrich Merz, İsrail ordusunun Gazze’deki faaliyetlerini yoğunlaştırmasından büyük endişe duyduğunu söylemesinin bir çelişki olmadığını orada yaşayan sivil halkın çektiği korkunç acıların kendilerini dehşete düşürdüğünü söyledi. Finlandiya’da evsahibi Başbakan Petteri Orpo ile ortak basın toplantısında açıklamalarda bulunan Friedrich Merz, Gazze ile ilgili “Son birkaç gün içerisinde yaşananlara çok ama çok eleştirel bir gözle bakıyorum. Son birkaç gündür yaşananlar bana artık İsrail’in var olma hakkını savunmak ve Hamas terörüyle mücadele etmek için kesinlikle gerekli görünmüyor. Şu anda yaşananların artık anlaşılabilir olmadığını açıkça söylemem gereken zamanın geldiğini hissettim ve hâlâ hissediyorum” diye konuştu.
İsrail’den Küstah Açıklama
İsrailli aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, işgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’nın yerine “tapınak inşa edilmesini arzu ettiğini, bütçesini kendisinin karşılayacağını” ileri sürdü. Ağlama Duvarı’nda toplanan aşırı sağcılara hitap eden Smotrich, Mescid-i Aksa’ya işaret ederek, “bir tapınak inşa edilmesini arzu ettiğini ve bütçesini kendisi karşılayacağını” söyledi. Fanatik İsrailli gruplar önceki gün, 1967’de İsrail’in Doğu Kudüs’ü işgal etmesi dolayısıyla İbrani Takvimi’ne göre her yıl yaptıkları provokatif “bayrak yürüyüşünü” gerçekleştirilmişti. Yürüyüşte on binlerce aşırı sağcı, Filistinlilerin yaşadığı bölgelerden geçerken “Araplara ölüm” ve “Köyünüz yansın” gibi sloganları atmıştı. Fanatik Yahudiler, Mescid-i Aksa’dan önce bölgede Süleyman’ın Tapınağı olduğunu savunarak bölgeye yeniden tapınak inşasını savunuyor. Mescid-i Aksa’nın içinde bulunduğu Harem-i Şerif hali hazırda Ürdün Krallığı’na bağlı Kudüs İslami Vakfı’nın kontrolünde bulunuyor.