SSB Başkanı Görgün: Savunma sanayinde nitelikli personellere ihtiyaç var

Savunma Sanayii Başkanlığı, Türkiye’nin Teknolojik Üstünlüğü İçin Milli Yetkinlik Hamlesi Başlattı

Savunma Sanayii Başkanlığı, Türkiye’nin teknolojik üstünlüğünü pekiştirecek kritik ürün ve sistemlerin geliştirilmesine katkı sağlayacak insan kaynağı yetkinliklerinin belirlenmesi, yaygınlaştırılması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla 6 Ağustos 2024’te ‘Milli Yetkinlik Hamlesi’ projesini hayata geçirdi. Proje kapsamında, ‘kariyer ve yetkinlik buluşmaları’nın 2’ncisi çevrim içi olarak düzenlendi. Savunma sanayiine yönelik stratejik yeteneklerin yetiştirilmesini ve gençlerin sektöre kazandırılmasının hedeflendiği etkinliğe Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Hakan Karataş, Savunma Teknolojileri Mühendislik Genel Müdür Yardımcısı Mert Gökduman ve çok sayıda savunma sanayi şirketi temsilcisi katıldı.

‘Kalkınma Planı’

Haluk Görgün, geçen yıl ağustos ayında, Savunma Sanayi İcra Kurulu’nda milli yetkinlik hamlesi oluşturulması konusunda komite kararını hatırlatarak, “Bu Milli Yetkinlik Hamlesi lise öğrencilerinden üniversite öğrencilerine, sektör profesyonellerinden kurum yöneticilerine kadar geniş bir hedef kitlesine ulaşıyoruz. Çok boyutlu ve stratejik bir dönüşüm programı aslında bu. Bu programın özü, bir savunma sanayi merkezinde insan olduğunu vurgulamak. Farklı statüdeki farklı konumlardaki, farklı sorumluluklardaki insan kıymetini, yetkinliklerini, potansiyelini ve verimliliğini ortaya çıkarmak. Savunma sanayi dediğimizde, aslında ilk akla gelen şey uçaklarımız, savaş uçaklarımız, helikopterlerimiz, insanlı insansız çeşitli sistemler, radar sistemleri, füzeler vesaire olabiliyor. Halbuki buradaki vurgu en karışık algoritmaları kodlayan, en stratejik teknolojileri geliştiren, en kritik kararları sahada uygulayan her zaman ve her koşulda insan. Bu yüzden Türkiye’nin savunma vizyonunun en stratejik alanı nitelikli, yetkin ve vizyoner insan kaynağı olduğunu biliyoruz ve bunu vurguluyoruz aslında bu milli yetkinlik hamlesiyle. Milli yetkinlik hamlesi, aslında bir politika değil, bir politika belgesi değil, bir kalkınma planı olarak değerlendirilebilir ve canlı bir kalkınma planı olarak ifade edilebilir. Yalnızca teknik yeterlilikler değil, hem davranışsal, hem liderlik, hem fonksiyonel ve kültürel yetkinlikleri de bir arada inşa edilebileceği değerlendirdiğimiz bir kalkınma planı” dedi.

‘Bilimsel Yaklaşımı Tercih Ediyoruz’

Savunma sanayi sektöründe yaklaşık 90 binin biraz üzerinde çalışan olduğunu belirten Görgün, “Bu sayıyı daha yukarıya çıkarmamız gerekiyor. Yüksek teknoloji içeren sistemleri üreten ve bu alanda çalışmak isteyen ve bizim de ihtiyacımız olan nitelikli personellere de ihtiyaç var. Tabii bu sayı 90 binlerden 150 veya 200 binlere artış sadece nicel olmamalı, niteliksel bir sıçrama da olmalı. Dolayısıyla iyi planlanmalı. Özellikle verimsizlik, mükemmellik, uzman açıklığı veya odak kayması gibi hemen hemen her sektörde olan bu probleme biz savunma sanayinde özellikle veriye dayalı stratejik platformlarla yaklaşmayı hedefliyoruz. Yani biraz daha akademik, biraz daha sistematik, biraz daha bilimsel yaklaşmayı tercih ediyoruz. Savunma sanayinin bu tüm paydaşlarının da potansiyelini yükseltmek ve iş birliğini güçlendirmek ve sektörün gelişimini insan üzerinden yapılandırmak aslında temel yaklaşımımız. Ayrıca kurumsal akademiler birliğini oluşturduk ve kurumsal akademiler birliğinde yaklaşık 60 üye var. Ve bu üyelerimizle birlikte iş birliği yaparak yetkinlik tabanlı bir yönetim kültürü inşa etmeye gayret gösteriyoruz” ifadelerini kullandı.

‘Çalışanların Yaş Ortalaması 34’

Haluk Görgün, gençlerin vizyonunun Türkiye’nin rotasını çizeceğini ifade ederek, “Savunma sanayii gibi stratejik alanda yükselen her başarı bu kardeşlerimizin emeğiyle olacak. Türkiye’de savunma sanayinde çalışanların yaş ortalaması 34. Dolayısıyla bizim gençlere bakışımız, gençlerden beklentimiz ve onlara inancımız tam. Teknolojiyi makinelerin ürettiğini unutmamak gerekir; ama bunlara anlam verenin mutlaka ve mutlaka insan olduğunun her zaman hatırlanması gerektiğini söylemek istiyorum” diye konuştu.

Related Posts

Her 10 yılda bir yapılması gerekiyordu en son 2001’de yapıldı: 24 yıl sonra sayım!

Türkiye tarımda kendi kendine yeten ülke olmaktan çıktı. Tarım dışa bağımlı hale geldi. AKP ise tam 24 yıl sonra “genel tarım sayımı” yapmaya karar verdi. Her 10 yılda bir yapılması gereken sayım en son 2001’de yapılmıştı. Sayımın nasıl yapılacağı konusunda ise soru işaretleri var.

Yetersiz sekülerler ezik sağcılara karşı

Cidden dünyanın en kabzımal sekülerleri ile en ezik sağcıları güzel ülkemize doluşmuş durumdalar. Bu da bizim büyük imtihanımıza dönüşmüş durumda. Aslında dışarıdan bakabilsek çok eğlenceli, çok neşeli bir durum ama her gün maruz kalınca kabak tadı veren bir ıstırap halini alıyor mesele. Dinlediniz mi Nevşin Mengü’yü bilmem. Tamı tamına şöyle söylüyor: “Aslında Fatih Sultan Mehmet, AK Parti’nin idealize edebileceği bir figür değil. Adam kaç dil konuşan bir adam. Fatih Sultan Mehmet aslında Türkiye’de

Duvar saati durunca

Hacı Dayı ile Hacı Teyzenin evlerindeki duvar saati günün birinde tık demiş, durmuş. Birkaç gün sonra oğulları eve geldiğinde saatin çalışmadığını fark etmiş. “Buna bir kalem pil alıp taksaydınız ya” deyince, iki tonton “Aah, ah” ile başlayan bir cümleyi ayna anda söylemişler. Biri “Yavrum, pil aldık ama…” demiş, sözü diğeri tamamlamış: “…takmasını bir türlü denk getiremiyoruz ki.” Oğul, pili yerine oturtamadıklarını zannetmiş. “Zor değil ki basit bir şey.” “Evladım, görüyorsun saat dördü altı geçe

Cumhurbaşkanı Erdoğan MÜSİAD’da konuşuyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen MÜSİAD 28. Olağan Genel Kurulunda konuşuyor.

Türk-İş Genel Başkanı Atalay’dan hükümete hodri meydan: ‘Özelleştirin bakalım yapabilir misiniz?’

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine ilişkin sert ifadelerle hükümete yüklendi. Atalay, “Şu anda 14-15 fabrika olmasaydı şekeri üç misli, beş misli fiyata yiyecektik. Özelleştirin bakalım yapabilir misiniz? Yapamazsınız!” diyerek uyarıda bulundu.

Susanlar katliama ortaktır: İslam İşbirliği Teşkilatı’nın harekete geçmesi için Gazze’de daha kaç çocuk ölmeli?

Ana gayesi “Filistin mücadelesini desteklemek” olan 57 üyeli İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Gazze’yi unuttu. İsrail’in Filistinlilere karşı yürüttüğü soykırım devam ederken Siyonizme ve onun destekçilerinin yürüttüğü katliamlara karşı cılız kalan İİT’nin bu tavrı büyük tepki çekiyor. Gazze’de çocuklar açlıktan ölürken, on binlerce sivil katledilirken İslam coğrafyasına ve cılız kalan İİT’ye İsrail’e karşı çeşitli yaptırımları devreye alması konusunda çağrıda bulunuldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir